New York’ta Hawthorne Studio adlı kuaför salonunun dekorasyonu, COVID-19 salgınına karşı bir tedbir olarak sosyal mesafeye uygun tarzda yapıldı. Tasarımda, halk sağlığı tedbirlerine uygun şekilde saç tasarım üniteleri arasında iki metre mesafe bulundurma ilkesi esas alındı.

Hawthorne Studio için dekorasyon çalışmaları, dünya genelinde korona virüs tehlikesi karşısında karantina uygulamalarının hayata geçirilmesinden kısa bir süre önce geçtiğimiz Ocak ayında başlamıştı. Bu işi yerel bir tasarım stüdyosu olan BoND üstlenerek plan ve uygulamaları yönetmeye başladı. Tasarım ekibi, kuaför salonunun kurucusu, Kreatif Direktör Garrett Bryant ile birlikte değişen koşullar ışığında muhtemel çözümleri değerlendirdi. Çalışmaları devam ederken kendilerini içinde buldukları pandemi, karantina ve normalleşme süreçlerinde küçük kapalı alanlarda etki düzeyi değişen çeşitli uygulamaları gözden geçirme fırsatı buldular. Nihayet, salon içerisinde mesafeyi korumak amacıyla kullanılmamasını arzu ettikleri alanlarda ahşap iskeletler, saksı bitkileri ve ışık armatürleri kullanımı gibi hafif müdahalelerde karar kıldılar.

Çalışmalar tamamlanıp son rötuşlar da yapıldıktan sonra Hawthorne Studio, Temmuz ayında ilk müşterilerini ağırlamaya başladı. Müşteriler salona girdiklerinde bir giriş bölümüne adım atıyorlardı. Burada kişisel koruyucu ekipmanları kontrol ediliyor ve ateşleri ölçülüyordu. Daha sonra, el hijyeni için giriş bölümünün hemen yanındaki banyoya alınıyorlardı. Müşteriler, bu işlemden sonra bir seferde bir müşterinin hizmet alabildiği saç tasarım ünitesine geçebiliyorlardı. Koltuklar ve aynalar, iki metrelik sosyal mesafeyi koruyacak biçimde yerleştirilmişti. Altlarındaki tekerleklerle taşınabilir hale getirilen büyük saksılarda da geniş yapraklı bitkiler yer alıyordu. Bunların esasen saç yıkama ünitesini salonun geri kalanından ayırması hedeflenmişti. Fakat bu hareketli saksılar, değişen ihtiyaca göre salon içerisinde yer değiştirebiliyordu.

Mekan içerisinde ayırıcı unsur olarak duvar yerine ahşap iskeletlerin kullanılması ve böylece saç tasarımcısının içeriye giriş çıkışı kolayca takip etmesi amaçlandı. İskeletler aynı zamanda ayrılmış bölmeleri estetik olduğu kadar net bir biçimde de ortaya koyuyordu. Bronz çerçeveli, yüksek ve kavisli aynalar güvenli mesafeye uygun olarak yerleştirildi. Üniteler ancak dezenfekte işlemi tamamlandıktan sonra bir sonraki müşterinin kullanımına sunuldu. Salonun arka tarafına ahşap bir yemek masası ve sandalyeler konuldu. Bir seferde bir tasarımcı ve bir müşterinin kullanabildiği bu masaya geçen müşterinin saç tasarımı konusunda uzmanından tavsiye alması hedeflendi.

Salonun zemininde kullanılan siyah döşeme parlak beyaz duvarlarla tezat oluşturdu. BoND tarafından iç mekan duvarlarında tercih edilen mural çizimlerinde de Henry Matisse esintileri hissediliyordu. Yumuşak bir ışık ve sıcak bir ortam için yuvarlak kağıt sarkıt lambalar tercih edildi. İç aydınlatmaya yardımcı olması amacıyla duvarlara de beyaz aplikler yerleştirildi.

BoND ilerleyen zamanlarda tedbirlerin hafifletilmesiyle birlikte salon içerisine daha fazla saç tasarım ve işlem ünitesi dahil etmeyi hedefliyor. New York’ta çok sayıda küçük işletme, karantina sonrası pandemi koşullarında dekorasyonlarında sosyal mesafe gereği çeşitli değişiklikler yaparak kapılarını açabildi. Bunlardan biri olan Hawthorne Studio ile ilgili daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.