2020 yılı başından bu yana dünyayı çaresiz bırakan COVID-19’dan mustarip olmayan bir ülke veya sektör kalmadı. Fakat bazı kesimler diğerlerine nazaran daha fazla yara aldı. Dünya halkları olarak aylar süren sıkıntılı karantina faslından çıkmış olsak da sosyal mesafe tedbirleri halen hayati öneme sahip olduğu için sinemaya gitmek, festivale katılmak, ister tiyatro oyunu ister moda defilesi olsun herhangi bir canlı performansı yerinde izlemek bir hayal oldu.
Müzik de korona virüs pandemisinin büyük bir darbe indirdiği sektörlerin başında geliyor. Kitleleri bir araya getiren konserler, müzikaller ve sahne performansları mütemadiyen erteleniyor veya iptal ediliyor. Bu durumun daha ne kadar süreceği ise halen bilinmiyor.
Halimiz hiç de iç açıcı olmamakla birlikte çeşitli ülkelerde farklı çözüm arayışlarının devreye sokulduğuna şahit oluyoruz. Örneğin, 22 Haziran Pazartesi günü karantinadan yeni çıkan İspanya’da Uceli Quartet, Barcelona’daki Liceu opera binasının yeniden açılması vesilesiyle Puccini’nin “Chrysanthemum” adlı eserini izleyiciler yerine tam tamına 2292 saksı çiçeği önünde icra etmişti. Normal şartlarda bu performansı izlemek için salonu dolduracak olan, köklü bir canlı performans geleneğine sahip İspanyollar ise seyirci koltuğunda saksı bitkilerinin oturduğu etkinliği dijital platformdan takip etmişti.

Bu konserin fikir babası Eugenio Ampudia, Guardian gazetesine verdiği demeçte içinde bulunduğumuz dönemde insanlığın dört duvar arasına çekildiğini ve bizden boşalan alanlara doğanın yerleşmeye başladığını ifade etmişti. Doğanın bu hareketi sabırlı biyolojik döngüsüne uygun olarak kendi ritminde sürdürdüğünü sözlerine ekleyen Ampudia, empatimizi genişleterek diğer türleri alanlarımıza buyur etmenin mümkün olup olmadığını sorgulamış ve sanat ve müzikle bu yönde bir adım atarak doğayı büyük bir konser salonuna davet etmekle işe başlamayı düşündüğünü açıklamıştı. Konser davetlisi yapraklı bitkiler, etkinliğin ardından zorlu pandemi koşullarında özveriyle çalışan sağlık çalışanlarına hediye edilmişti. Bu ilginç konsere ait videoyu buradan izleyebilirsiniz.
Karantina çıkışında halk sağlığını korumayı gözetirken İspanyolları müziksiz bırakmamayı hedefleyen, doğaya saygı duruşu niteliğindeki bu yaratıcı çözümün benzerleri farklı ülkelerdeki farklı etkinliklerde de karşımıza çıktı. Hatırlarsanız, karantina koşullarında sosyal yaşantısı durma noktasına gelen Parisliler için Paris Belediyesinin Sen Nehri üzerinde kayıklarda açık hava sineması uygulamasını daha önceki blog yazımızda paylaşmıştık. Bu etkinlikle dört duvar arasından çıkıp açık havada bir nefes alan Parisliler, çok özledikleri topluca film izlemenin tadını çıkarırken, bu kez kapalı sinema salonlarında değil nehir üzerinde yıldızların altında bulunuyorlardı.
Bundan önce, bir ilginç uygulama da geçtiğimiz Nisan ayı sonunda Danimarka’da hayata geçirilmişti. Dünyanın farklı bölgelerinde olduğu gibi, İskandinavya’da da büyük çaplı etkinlikler salgın tehlikesi göz önünde tutularak haftalarca yasaklanmıştı. Gelgelelim, Danimarka’nın Aarhus kenti açık hava konseri düzenlemenin bir yolunu bulmuştu. Danimarkalı şarkıcı ve söz yazarı Mads Langer, şehir merkezinden uzakta bir alanda arabaları içindeki seyirciler için düzenlenen canlı konserler serisinin ilk ayağında sahne almıştı. Langer’in sahne performansı arabalara bir FM radyosundan yayınlanmıştı. Konsere katılanlar da Zoom video konferans uygulamasının yardımıyla Langer ile iletişim kurabilmişlerdi.

Konser sırasında izleyicilerden Signe Nygaard, sanatçıdan Fact-Fiction şarkısını isterken daha önce bu şarkı eşliğinde bir dans performansı gerçekleştirdiğini paylaşınca Mads Langer kendisini dansıyla eşlik etmesi için sahneye davet etmişti. Bu isteği kırmayarak daveti kabul eden ve dans performansını izleyicinin beğenisine sunan Nygaard, daha sonra yaptığı açıklamada, aslında Mads Langer tarafından gerçekleştirilen canlı performansın yer aldığı geçmiş tarihli bir etkinlikte dans etmesinin planlandığını fakat o dönemde gebe olduğu için bu planı gerçekleştiremediğini; nihayet bu konser organizasyonunda bu şansı yakaladığını belirtmişti. Langer ve Nygaard’ın sahne performansını buradan izleyebilirsiniz.

Danimarka’da yaşamın kalbi Kopenhag’da atsa da bu etkinliğe ev sahipliği yapan Aarhus, kültürel faaliyetlerde öncü rol üstlenen bir kent. 2017 yılında Avrupa Kültür Başkenti olarak uluslararası platformda da tanınır hale gelen kentin kültürel etkinliklere yaptığı yatırımlar çok daha eski yıllara dayanıyor. Nitekim, bu konserin ardından Langer’in sahne aldığı platform, ertesi gün yine seyircilerin arabalarla katılabildiği bir açık hava sinemasına dönüştürüldü.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde, ucu bucağı görünmeyen pandemi koşullarında varlığını sürdürmeye çalışan farklı sektörlerden yaratıcı çözümler gelmeye devam edecek. Sanata, müziğe, tiyatroya ve sinemaya olan ilgimiz ve hasretimiz, bu tür alternatif uygulamaların hayata geçirilmesine vesile olacak. O halde bekleyelim ve görelim.